Federal Reserve, Mart 2020’den bu yana ilk kez faiz oranlarını düşürerek önemli bir politika değişikliğine gitti ve 50 baz puanlık indirim duyurdu. Karar, yüksek borçlanma maliyetleri ve yavaşlayan ekonomiyle mücadele eden tüketicileri rahatlatmayı amaçlayan merkez bankasının ekonomiyi yönetme yaklaşımında bir dönüm noktasına işaret ediyor.
Yeni federal fon oranı, önceki %5,25 ila %5,50 aralığından şimdi %4,75 ila %5,00 olarak belirlendi. Düşüş, enflasyonla mücadeleyi amaçlayan ve Haziran 2022’de %9,1’e ulaşan agresif oran artışlarının ardından geldi. Enflasyon o zamandan bu yana önemli ölçüde düştü; en son veriler Ağustos 2024’e kadar yıllık %2,5 oranını gösteriyor, ancak enflasyon Fed’in %2 hedefinin biraz üzerinde kalıyor.
Fed Başkanı Jerome Powell, merkez bankasının değişen ekonomik koşulları kabul ettiğini yansıtarak “Politika ayarlamasının zamanı geldi” dedi. Faiz indirimi kararı, iş gücü piyasasında soğuma işaretleri ortaya çıktıkça ekonomik aktiviteyi canlandırma ve istihdamı desteklemeyi amaçlıyor.
ABD ekonomisi son yıllarda dalgalanan işsizlik oranları ve COVID-19 salgınının daha da kötüleştirdiği tedarik zinciri kesintileri de dahil olmak üzere çeşitli zorluklarla karşı karşıya kaldı. İşgücü piyasası dirençli kalırken, son veriler işsizliğin 2022 başından bu yana ilk artış olan %4,2’ye yükseldiğini gösteriyor. İstihdam yaratmanın da yavaşlaması, potansiyel bir ekonomik durgunluğa ilişkin endişeleri artırıyor.
Bu zorluklara rağmen, dışarıda yemek yeme gibi alanlarda ihtiyari harcamalar zayıflasa da tüketici harcamaları genel olarak esneklik gösterdi. Analistler, düşük faiz oranlarının nihai olarak ev ve otomobil kredilerini daha uygun fiyatlı hale getirerek tüketicilere fayda sağlayacağını, ancak etkilerin ekonomi genelinde hissedilmesinin zaman alabileceğini öne sürüyor.
Faiz indiriminin anlık etkisinin çoğu tüketici için sınırlı olması bekleniyor. Mali uzmanlar, düşük faiz oranlarının faydalarının çeşitli sektörlere yansımasının aylar sürebileceği konusunda uyarıyor. Örneğin, ipotek oranları bu düşüş beklentisiyle biraz düşmüş olsa da mevcut kredilerin çoğu, hemen ayarlanmayan uzun vadeli sözleşmelere bağlıdır.
NerdWallet’in kıdemli ekonomisti Elizabeth Renter, “ilk faiz indiriminin hemen bir etkisi olmayacağını” ancak tüketicilerin ve işletme sahiplerinin bunu bir umut işareti olarak görmesini beklediğini belirtti.
Pek çok ekonomist, Fed’in ekonomik göstergeleri değerlendirmeye devam etmesi nedeniyle önümüzdeki aylarda daha fazla faiz indiriminin yaşanabileceğini öngörüyor. Analistler, enflasyon trendleri ve istihdam verilerine bağlı olarak yıl sonuna kadar 75 ila 100 baz puanlık ek indirimlerin uygulanabileceğini tahmin ediyor.
Bank of America ekonomistleri temkinli bir yaklaşımın gerekli olduğunu öne sürdü; Yarım puanlık bir indirim anında rahatlama sağlayabilirken, aynı zamanda ekonomik istikrarla ilgili daha derin endişelerin sinyalini de verebilir. Fed’in karar alma mekanizması, ikili görevini yerine getirmeye odaklı olmaya devam ediyor: mümkün olduğunca sürdürülebilir istihdamı desteklerken fiyat istikrarını korumak.
Fed’in eylemlerinin ABD sınırlarının ötesinde de dalga etkisi yaratması muhtemel. Para birimlerinin dolara sabitlendiği ülkelerdeki merkez bankaları, karara yanıt olarak faiz oranlarını ayarlayabilir ve bu durum dünya genelindeki borçluları etkileyebilir. Yatırımcılar aynı zamanda bu değişimin hisse senedi piyasalarını ve uluslararası yatırım stratejilerini nasıl etkileyebileceğini de yakından izliyor.