Gürcistan 26 Ekim’deki seçimlere hazırlanırken, ülkenin otoriter rejime sürüklenebileceği ve potansiyel olarak Avrupa Birliği’ne (AB) katılma arzusunu baltalayabileceğine dair korkular artıyor. Aralık ayında AB aday statüsü verilmesine rağmen Brüksel, Gürcistan’ın tartışmalı bir “yabancı ajan” yasasını yürürlüğe koymasının ardından süreci hızla durdurdu. Yasa, devletin sivil toplum kuruluşlarına ve medyaya zulmetme yetkilerini genişletiyor ve Rusya’daki benzer yasalarla karşılaştırmalara yol açıyor.
Gürcü Rüyası (GM) partisinin eski lideri ve mevcut Başbakan Irakli Kobakhidze, kazanması halinde ana muhalefet partilerini yasaklama niyetinde olduğunu açıklayarak endişeleri artırdı. Tartışmalı bir GM liderlik değişikliğinin ardından Şubat ayında atanan Kobakhidze, Gürcistan’ı Rusya ile çatışmaya sürüklemeyi amaçladığı iddia edilen bir “küresel savaş partisi” korkusunu da yaydı. Bu söylem, Gürcistan’ın üyesi olmadığı AB ve NATO’nun reddedilmesi olarak yorumlandı.
Avrupa yanlısı ve Putin karşıtı görüşlere sahip beş ana ittifaktan oluşan muhalefet, GD’nin algılanan otoriter tehdidine karşı koymak için birleşti. Eleştirmenler, GD partisinin kurucusu milyarder Bidzina Ivanishvili’nin Gürcistan’ın dış politikasında Batı karşıtı bir duruşa doğru bir değişime baskı yaptığını söylüyor. Rusya’da servet biriktiren ve 2013’e kadar kısa bir süre başbakanlık yapan Ivanishvili, şimdi “sözde liberal değerlerin” yakında ortadan kaldırılacağını savunarak Batı karşıtı bir gündemi dayatıyor.
GD’nin AB entegrasyonuna yönelik kamuoyu desteğine rağmen, Gürcistan Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Vakfı’ndan Shota Utiashvili gibi bazı gözlemciler, partinin AB dostu söyleminin seçmenleri yanıltmaya yönelik bir hile olduğuna inanıyor. Utiashvili, GD’nin seçimleri AB’ye karşı Rusya’dan ziyade savaş ve barış arasında bir seçim olarak sunduğunu öne sürüyor.
Gürcistan’ın özellikle Abhazya ve Güney Osetya bölgeleri konusunda Rusya ile yaşadığı tarihi gerilimler istikrarsız iklimi daha da artırıyor. Rusya’nın bu bölgelerdeki hakimiyeti ve askeri varlığı Gürcistan’ın korkularını artırdı. 2020’de yapılan bir anket, birçok Gürcü’nün bu bölgeleri AB veya NATO üyeliğine döndürmeye öncelik verdiğini ortaya çıkardı.
Batılı diplomatlar güçlü bir GD çoğunluğunun diktatörlüğe yol açabileceğinden endişe ederken, sivil toplum da Belarus benzeri potansiyel siyasi baskılardan giderek daha fazla endişe duyuyor. Gürcistan Düşünce Kuruluşu’nun kurucusu Nodar Kharshiladze, seçim sahtekarlığının özellikle genç ve politik olarak aktif vatandaşlar arasında protestolara ve şiddete yol açabileceği konusunda uyardı.
Avrupa-Gürcistan Enstitüsü’nden Giorgi Melashvili, Ivanishvili’nin nihai hedefinin muhalefetin tamamen bastırılması ve tek partili bir devletin sağlamlaştırılması olmasından korkuyor. Seçim sonrası şiddet tehdidi ciddi bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor.
Ağustos ayının sonunda Rusya Dış İstihbarat Teşkilatı başkanı Sergei Narshkin, GD partisinin kazanamaması durumunda Rusya’nın olası müdahalesinin ipuçlarını verdi. Ancak Tiflis’teki pek çok kişi bunu sadece bir söylem olarak görmezden geliyor ve Utiashvili gibi güvenlik uzmanları Rusya’nın Ukrayna’daki mevcut taahhütleri nedeniyle müdahale etme askeri kapasitesinin sınırlı olduğuna dikkat çekiyor.